Literatüre girmesi bekleniyor; kızından anneye paratiroid nakli

Paratiroid bezi fazla çalışan kızından, paratiroid bezleri olmayan anneye yapılan nakil başarılı oldu.

Literatüre girmesi bekleniyor; kızından anneye paratiroid nakli
Yayınlama: 25.02.2022

Paratiroid bezi fazla çalışan kızından, paratiroid bezleri olmayan anneye yapılan nakil başarılı oldu. Başarılı geçen operasyon sonrası hem anne hem kızı sağlığına kavuştu. Nakli gerçekleştiren Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, bir Türk hekimi olarak bu ilki gerçekleştirmekten gurur duyduklarını ve elde edilen başarılı sonucun emsal teşkil ederek benzer vakalarda da yüz güldüren sonuçlar alınabileceğini vurguladı. İlk defa birinci derecede aile yakınları arasında gerçekleştirilen bu naklin literatüre gireceğini söyledi.

 

Trabzon’da yaşayan 54 yaşındaki Hülya Ataoğlu’nda 15 yıl önce geçirdiği tiroid ameliyatı sonrasında paratiroid bezlerinin zarar görmesi nedeniyle paratiroid hormon yetmezliği gelişti. Bu nedenle uzun yıllar yoğun ilaç tedavisi kullanmak zorunda kaldı. Bunun yanında vücudunda da farklı sorunlar yaşayan Hülya Ataoğlu hayatını zorlaştıran hastalığı nedeniyle zor günler yaşadı. Kendine şifa olacak 27 yaşındaki kızı Belemir ise yıllardır böbrek taşı sorunu yaşıyordu ve bunun nedeninin çok çalışan bir paratiroid bezi olduğu tespit edildi. Dünyada ilk kez gerçekleştirilen işlemle kızındaki fazla çalışan paratiroid bezi anneye nakledilerek hem anne hem de kızı sağlığına kavuştu.

 

Paratiroid bezlerinin alınmasından sonra vücudunda sürekli uyuşma, karıncalanma ve terleme yaşadığını dile getiren Hülya Ataoğlu, “Senelerce doktor takibinde yaşamak zorunda kaldım. Kalsiyum açısından zengin beslenmem ve kalsiyum ilaçları kullanmam gerekiyordu. Ama bunlar hep yetersiz kalıyor, sürekli baktırmak zorunda olduğum kan değerlerim de düşük çıkıyordu” diye konuştu. Böbrek taşları sebebiyle üç kez operasyon geçirdiğini ifade eden Belemir Ataoğlu ise annesiyle eş zamanlı olarak yaşadığı rahatsızlıklarına çare bulmak için çok araştırma yaptıklarını ve en sonunda Prof. Dr. Erhan Ayşan ile ulaşarak tedavi olduklarını ifade etti.

 

“ANNEMİN İYİLEŞME İHTİMALİ, BENİ GÜÇLENDİRDİ”

On yıldır böbreklerindeki taşlar nedeniyle sürekli ağrı ve sancılar yaşadığını, ameliyatlar olduğunu anlatan Belemir Ataoğlu, “Yaptığımız araştırmalar sonucunda buraya ulaşmak ve böyle bir çözümle karşılaşmak büyük bir şans oldu. Ameliyata girerken benim vücudumda fazla olan bir dokunun annemi iyileştireceğini bilmek beni daha güçlü kıldı. Dünyada bir ilkin Türkiye'de yapılması ve bunun bir parçası olmak çok güzel” açıklamasında bulundu.

 

“KIZIMLA DAHA DA BÜTÜN OLDUK”

“Nakil öncesinde kendimden çok kızım için endişeliydim. Çünkü ona yardım edemeyecektim. Ancak tedavi sonrasında ikimiz de çok iyi olduk. Hiçbir problemimiz kalmadı” diyen anne Hülya Ataoğlu sözlerine şöyle devam etti:

 

“Artık hiçbir uyuşmam yok. Paratiroid hormon seviyem de kalsiyum seviyem de yükseldi. Tüm ilaçlarımı bıraktım. Çok mutluyuz. Kızımın dokusunu vücudumda taşıdığımı bilmek beni genç ve canlı hissettiriyor. Yeniden doğmuş gibiyim. Kızımla zaten çok yakındık, şimdi ise tam bir bütün olduk.”

 

“ZENGİNDEN ALIP FAKİRE VERDİK” 

Tiroid bezinin hemen arkasında bulunan paratiroid bezlerinin insan vücudunun en küçük organları olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Endokrin Cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Paratiroid bezleri oldukça küçük oldukları için tiroid ameliyatlarında gözden kaçarak zarar görebiliyorlar ve bunun sonucunda hasta ömür boyu kalsiyum eksikliği sorunları yaşayabiliyor” dedi.

 

Prof. Ayşan, konuya dair şu açıklamalarda bulundu:

 

“Anne Hülya Ataoğlu’nun 15 yıl önce geçirdiği tiroid ameliyatı ile paratiroid bezleri zarar görmüş ve az çalışmaya başlamış. Bu gibi durumlarda hastaya nakil gerçekleştirilmezse ömür boyu ilaç kullanmak zorundadır. Öte yandan Hülya Hanım’ın kızı Belemir’in bir paratiroid bezinde çok çalışma tespit ettik. Böbrek taşlarının sebebi de buydu. Bu durum, her iki hastanın da iyiliğine neden olan çok iyi bir tesadüftü. Çünkü anne ve kızın genetik yapıları benzer olduğu için nakil başarısı çok yükselecekti. Sonuç olarak da Belemir’deki fazla dokuyu alıp, Hülya Hanım’daki eksikliği giderdik. Deyim yerindeyse tıbbi anlamda Robin Hood’luk yaparak zenginden alıp fakire verdik.”

 

“VAKAMIZ ULUSLARARASI LİTERATÜRE GİRECEK”

Paratiroid naklinin dünyada sadece birkaç merkezde yapılabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Erhan Ayşan, bunun ciddi laboratuvar alt yapısı ve yetişmiş personel gerektirdiğini söyledi. Prof. Ayşan sözlerine şöyle devam etti:

 

“Daha önce çok sayıda paratiroid nakli yaptık ancak ilk defa birinci derecede aile yakınları arasında bu nakli gerçekleştiriyoruz. Dünyada da bugüne dek böyle bir nakil gerçekleştirilmedi. Böylece akrabalar arasında nakil yapıldığında başarı oranının ne olacağı sorusuna cevap olacak ilk adımı atmış olduk ve ilk naklin başarılı olduğunu da göstermiş olduk. Şimdi bu nakli bilimsel bir makale olarak yazarak uluslararası literatüre girmesini de sağlayacağız.”

 

“HEM ALICININ HEM VERİCİNİN SAĞLIĞINA KAVUŞTUĞU TEK NAKİL”

Anne-kız arasında başarıyla tamamlanan bu nakil sonrası, bir bilim insanı olarak mutlu olduğunu belirten Prof. Ayşan, “Dünyada pek çok organın nakli yapılıyor ancak bir insanın vücudunda fazla olan bir organın bir başka insana nakli ile hem organ alıcısının hem organ vericisinin sağlığına kavuştuğu tek nakil türü paratiroid naklidir” dedi.

 

SIK SIK BÖBREK TAŞI DÜŞÜRENLER DİKKAT!

Paratiroid bezlerinin fazla çalışmasının sebebinin bilinmediğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Endokrin Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Sık sık böbrek taşı düşüren kişiler, damarlarında kireçlenme problemleri yaşayan kişiler mutlaka kandaki kalsiyum seviyelerine baktırmalıdırlar. Bu ölçümler aile sağlığı merkezlerinde bile ücretsiz olarak yaptırılabilmektedir. Kan kalsiyumu 11’in üzerinde olan kişilerde çok büyük olasılıkla paratiroid bezinde fazla çalışma tespit edilecektir. Bu hastalar hemen bir Endokrinoloji veya Endokrin Cerrahi Uzmanına başvurmalıdırlar. Yapılan detaylı testlerle kesinleştirilen tanı sonrası gecikmeden yapılacak bir cerrahi müdahale ile damar ve böbrek problemleri başlamadan önlenebilir” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı