Türkiye Komünist Partisi 11-15 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan Komünist Partisi Siyasi Büro üyelerinden oluşan bir delegasyonu ağırlayacağını ve bu tarihlerde İstanbul, Antalya, Ankara ve Adana'da "Emperyalizme geçit yok!" başlığıyla etkinlikler düzenleyeceğini duyurmuştu.
Türkiye Komünist Partisi 11-15 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan Komünist Partisi Siyasi Büro üyelerinden oluşan bir delegasyonu ağırlayacağını ve bu tarihlerde İstanbul, Antalya, Ankara ve Adana'da "Emperyalizme geçit yok!" başlığıyla etkinlikler düzenleyeceğini duyurmuştu. Bu etkinliklerin ilki dün akşam İstanbul Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan ve YKP Siyasi Büro üyesi Yorgos Marinos'un konuşma yaptığı etkinliğe ilgi yoğundu. TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'ın konuşmasıyla başlayan etkinlikte Okuyan, emperyalizme ve savaşa karşı mücadelenin aynı zamanda sömürüye karşı mücadele anlamına geldiğini vurgulayarak konuşmasına başladı. NATO'nun kuruluşunun tarihsel anlamına ve İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasının sebeplerine değinen Okuyan konuşmasına şöyle devam etti:
"Sovyet halklarının büyük mücadelesiyle yenilgiye uğratılan Alman faşizmi, yalnızca ırkçılık, yalnızca Yahudi düşmanlığının eseri değil, aynı zamanda Alman emperyalizminin ve tekellerinin yayılma ihtiyacının ürünüydü. O yayılma dünyadaki başka emperyalist güçlerin çıkarlarına dokunuyordu. Savaş o yüzden başladı. Ama aynı zamanda savaş komünizmi, SSCB'yi ortadan kaldırmak için yürütüldü. Alman faşizminin en önemli varlık nedeni komünizmin Alman sınırları içinde ve dışında ortadan kaldırılmasıydı. O yüzden NATO nedir, ne işe yarar sorusunun ilk yanıtı, NATO antikomünizmdir, NATO faşist Almanya'nın SSCB sayesinde başaramadığını başka araçlarla yerine getirilme projesidir."
"NATO dünyanın en büyük, en güçlü suç ve terör örgütüdür"
Komünizmle mücadelenin bütün ülkelerde emek ile sermaye arasında yürüyen mücadelede emekçi sınıfları bastırmak ve sermaye egemenliğini sürdürmek olduğunu söyleyen Okuyan NATO'nun buraya katkısını da şu şekilde açıkladı:
"NATO bütün dünyada ama özellikle üye ülkelerde sermaye egemenliğinin hüküm sürmeye devam etmesi ve işçi sınıfını bastırması amacıyla kurulmuştur. Gladyo ya da kontrgerilla örgütlenmeleri bütün NATO üyesi ülkelerde bu amaçla kuruldu. Gladyo dünyada komünist partisi yöneticileri, işçi sınıfı önderleri, sendika temsilcilerini katletti, darbeler tezgahladı. Türkiye'de de kontrgerilla hangi adı alırsa alsın, ilerici bir irade ortaya çıkarsa devreye girmek üzere gizli örgütlenmeler oluşturdular. NATO kurulduğundan bu yana her yere kan, gözyaşı, darbeler ve failimeçhuller getirmiştir. NATO dünyanın en büyük, en güçlü suç ve terör örgütüdür. Bugün NATO'nun sorgulanması aynı zamanda ekmeğimizi, aşımızı, işimizi tehdit eden faturalarla, kredi borçlarıyla saldıran bu düzeni sorgulamak anlamına gelir. NATO'yu sorgulamadan ekonomik krizin nedenlerini anlayamayız. NATO'yla mücadele ekmek kavgasırdır, iş kavgasıdır ama aynı zamanda hürriyet kavgasıdır, bağımsız bir ülke kavgasıdır, yerli ve yabancı tekelleri bu ülkeden kovma kavgasıdır."
Türkiye ve Yunanistan'ın komünistleri NATO'ya karşı ortak mücadele ediyor
Okuyan Sovyetlerin oluşturduğu tehdidi bertaraf etme iddiasıyla ortaya çıkan NATO'nun Sovyetlerin yıkılışından sonra hâlâ varlığını sürdürmesini de şöyle açıkladı:
"Emperyalizm işçi sınıfı var olduğu sürece kendini tehlikede hissedecek, hissetsinler! Önünde sonunda insanlık bu sömürücüleri tepeleyecek. Dolayısıyla NATO uluslararası sermayenin kendisini koruma ve emekçi halklara saldırma örgütüdür. Birinci sebebi bu. İkinci sebebi NATO aynı zamanda emperyalist dünya arasında süren çatışmalar içerisinde ABD ve müttefiklerinin çıkarlarını korumak için varlığını sürdürmeye devam ediyor. NATO bütün dünyada sermaye egemenliğinin ortak çıkarlarını savunurken, bir yandan da emperyalist dünya içerisinde giderek derinleşen rekabette diğer NATO ülkelerinin çıkarlarını savunmak için devam ediyor. Dolayısıyla NATO Sovyet tehdidi için kurulmamış. Demek ki NATO, Sovyetler Birliği yıkılmasına rağmen varlığını hissettiren ilericiliğin, sosyalizmin, komünizmin karşısında bir güç olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor, hatta yayılıyor."
Yunanistan Komünist Partisi ve Türkiye Komünist Partisi'nin sürdürdüğü ortak mücadelenin öneminden söz ederek konuşmasını tamamlayan Okuyan, iki ülkenin komünistlerinin aynı zamanda milliyetçiliğe karşı duruşlarının da önemine vurgu yaptı.
Ardından YKP adına konuşma yapan Siyasi Büro üyesi Yorgos Marinos da NATO karşıtlığının ve bu alanda iki komünist partinin ortak mücadelesine vurgu yaptığı konuşmasını, işçi sınıfını ortak çıkarları için mücadeleye çağırarak noktaladı.
Etkinlik Los Obreros müzik topluluğunun şarkılarıyla sonlandı.
Emperyalizm ve NATO karşıtı toplantılar bugün Antalya, Cumartesi Ankara ve Pazar Adana'da devam edecek.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı