12.
12. Kocaeli Kitap Fuarı’nın ikinci gününde okurlarıyla buluşan akademisyen yazar Beyazıt Akman, İstanbul’un Fethi’nin Avrupa’daki yansımalarını tarihin izinde değerlendirdi;
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 12. gerçekleştirilen Kitap Fuarı, birbirinden önemli yazar ve akademisyenleri ağırlamaya devam ediyor. Kitap Fuarı’nın ikinci gününde Kongre Merkezi’nde okurlarıyla bir araya gelen yazarlardan biri de akademisyen yazar Beyazıt Akman oldu. Akman, “Kayıp Tarihin İzinde” konulu söyleşide, bir çağı kapatarak bir çağı başlatan 1453 İstanbul Fethi’nin Avrupa’daki yansımalarını değerlendirdi. Akman, “İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesi, Avrupa’da çok ciddi bir travmaya neden oldu” dedi.
AVRUPA FETHİ KABUL EDEMEDİ
Akman, Kocaeli Kongre Merkezi Karamürsel Alp Salonu’nda “Kayıp Tarihin İzinde” kitabı ile aynı adı taşıyan bir söyleşi gerçekleştirdi. Amerika’da kaldığı sürede zihin Rönesans’ı yaşadığını ve yıllarca kayıp tarihin izini sürdüğünü anlatan Akman, “İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesi, Avrupa’da çok ciddi bir travma yaşattı. 29 Mayıs 1453 sabahına kadar, İstanbul’un fethedildiğine inanmadılar. Bu nedenle, Avrupalı yazarlar, vakanüvisler, sanki İstanbul dokunsak yıkılacaktı gibi kitaplar yazdı. Fatih’in başarısını küçümsüyorlar. Madem yıkılması kolaydı, kıta Avrupası neden Konstantinopolis’in ipini çekmedi. Bin yıldır Konstantinopolis, Hristiyanlığı kabul eden bir merkezdi. Doğu Roma kendisine Bizans dememiş. Yeni Roma, demiş. Fatih’in İstanbul’u fethetmesi, Avrupa tarafından hep küçümsenmiş ve bu büyük başarı gölgede bırakılmak istenmiştir” şeklinde konuştu.
BATILI TARİHÇİLER ALGI OPERASYONU YAPTI
Yazar Akman, Fatih Sultan Mehmet’in 19 yaşında tahta geçtiğini ve 21 yaşında ise İstanbul’u fethettiğini belirterek, bin yıllık Doğu Roma’nın yıkılmasının Avrupa zihniyetiyle izah edilemeyecek kadar büyük olay olduğunu söyledi. Akman şöyle konuştu, “Avrupalılar Bizans derler ama yıkılan Doğu Roma’dır. Böyle bir büyük travmayı kabul edemedikleri için Batı seyyahları ve tarihçileri algı operasyonu yapmıştır. Bin yıldır devam eden bu algıyla, Batı’ya medeni, Doğu’ya barbar demişlerdir. Bu gerçeği yansıtmayan saçma sapan bir algıdır. İzmir’in karşısı Atina ama 10 kilometre ötesi Doğu’dur. Bu algıyı 29 Mayıs 1453’te başlattılar. ‘Medeniyet bitti’ dediler, ‘Barbar Türklerin eline geçti’ dediler. Seyyahlar, İtalyan tarihçiler, Vatikan’ın vakanüvisleri, ne kuşatmayı görmüşler ne de savaşı ama ellerine kalemi alıp saçma sapan, gerçeklerle uzaktan alakası olmayan şeyler yazmışlar, çizmişler. Türkleri katliam yapan, insanları kesen barbar olarak göstermişler. Fethin zaferine ve başarısına gölge düşürecek, Türk İslam medeniyetine aleyhine algı oluşturacak söylemlerde bulunmuşlar.”
PAPA’NIN SON SİLAHI
Papa’nın, Fatih için ‘Hristiyanlığın en büyük düşmanıdır ve deccaldır’ dediğini belirten Akman, İstanbul’un fethini ve Fatih Sultan Mehmet’i barbar göstermenin Avrupa’nın elindeki son silah olduğunu ifade ederek, “Doğu Roma İmparatorluğunun yıkılmasını hazmedemediler. O yüzden Bizans diyorlar. Osmanlıları barbar olarak göstermek bin yıllık algı operasyonunun başlangıcıdır. Hala daha barbar Türk olarak görüyorlar. Doğu’nun cahil, Batı’nın medeni olduğunu söylerler. Ne olmuş da bu insanlar, Türkler ve Müslümanlar için böyle olumsuz düşünüyorlar diye araştırdım ve bu yüzden kayıp tarihin izini sürüyorum. Romanlarımda ve akademik çalışmalarımda bunları anlatıyorum” diye konuştu.
FATİH ÇOCUKLUĞUNDAN İTİBAREN BİR DAHİYDİ
Fatih’in çocukluğundan itibaren bir deha olduğunu ve Molla Gürani gibi bir çok büyük alimden ders aldığını anlatan yazar Akman, şunları kaydetti: “Barbar Türk diyorsunuz, adaletsiz, eğitimsiz diyorsunuz. Fatih’in etrafında Rumca, Aramice bir çok dilden kayıt altına alan vakanüvisler vardı. Bugün Nasa’nın kullandığı yıldız isimlerinin çoğu İslam alimlerinin verdiği isimlerdir. Al Kuşçu gibi gökbilim konusunda dünyanın en büyük alimlerinden biridir. Fatih, bir çok alimi davet ederek, onlara ülkesinde çalışma imkanları sunmuştur. El-Biruni, El-Battani, Harizmi, Ali Kuşçu gibi İslam alimlerinin kitapları kütüphanesindedir. Avrupa, bunların eserlerini çeviri yaparak kendisine mal etmiştir. Astronomi, matematik, cebir, tıp, algoritma, bu İslam alimlerinin eseridir. Batının barbar dediği Fatih Sultan Mehmet ki kütüphanesinde bu kitapların hepsi var. Yahudi ve Hristiyanlara tanıdığı haklar müsamahaları biliyoruz. Barbar Türk, barbar Doğulu bir alıgıdır. Eğitim medeniyet, ilim arıyorsak Türk İslam medeniyetinde saklıdır.”
OKURLARINDAN GELEN SORULARI YANITLADI
Söyleşi sonunda akademisyen yazar Beyazıt Akman, okurlarından gelen soruları cevaplandırdı. Okurlarıyla fotoğraf çektiren yazar, daha sonra kitaplarını imzaladı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı