Mercator-İPM Kıdemli Araştırmacısı Özcan Mutlu’nun “Almanya Nasıl Vatan Oldu?” adlı kitabı bir sohbet toplantısı ile tanıtıldı.

BAVUL ÇOCUKLARININ SİRKECİ’DEN MÜNİH’E UZANAN BAŞARI HİKAYELERİ    2018/19 Mercator-İPM Kıdemli Araştırmacısı Özcan Mutlu’nun “Almanya Nasıl Vatan Oldu?” başlıklı kitabı, İstanbul Politikalar Merkezi- Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi’nin 10.

Mercator-İPM Kıdemli Araştırmacısı Özcan Mutlu’nun “Almanya Nasıl Vatan Oldu?” adlı kitabı bir sohbet toplantısı ile tanıtıldı.
Yayınlama: 18.05.2022

BAVUL ÇOCUKLARININ SİRKECİ’DEN MÜNİH’E UZANAN BAŞARI HİKAYELERİ 

 

2018/19 Mercator-İPM Kıdemli Araştırmacısı Özcan Mutlu’nun “Almanya Nasıl Vatan Oldu?” başlıklı kitabı, İstanbul Politikalar Merkezi- Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi’nin 10. Yıldönümü vesilesiyle düzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı. Sabancı Üniversitesi İPM Direktörü Fuat Keyman kitabın takdimini yaparken, kitabın yazarı Özcan Mutlu kitabında yer verdiği Türklerin Almanya’ya geliş hikayesini kendi yaşamından anekdotlar ile anlattı.

 

 

Mercator-İPM Kıdemli Araştırmacısı Özcan Mutlu’nun “Almanya Nasıl Vatan Oldu?” adlı kitabının tanıtımı, İstanbul Politikalar Merkezi- Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi’nin 10. Yıldönümü kutlamaları çerçevesinde düzenlenen bir toplantıyla gerçekleşti. 

 

Türkiye-Almanya İşgücü Anlaşması’nın 60. yılı vesilesi ile kaleme alınan kitapta, Aralarında BioNTech aşısının mucitleri Prof. Dr. Uğur Şahin ve Prof. Dr. Özlem Türeci’nin de olduğu, anne-babaları 60 yıl önce Almanya’ya giden, Almanya’yı yeni vatan haline getiren 27 bavul çocuğunun hikayesi anlatılıyor.  

 

Sabancı Üniversitesi İPM Direktörü Fuat Keyman, kitabın tanıtımı için düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye-Almanya İşgücü Anlaşması’nın önemine vurgu yaparak, şunları söyledi: 

“60 yıl içinde sorunlar ve meydan okumalar olduğu kadar pek çok başarılar da mevcut. Sanatçı, milletvekili, direktör, sporcu, Uğur Şahin ve Özlem Türeci gibi bilim insanları ve başarı öyküleri var.  Almanya’da ve Türkiye’de bu başarı öyküleri yeterince yer almıyor ve bu alanda bir boşluk görünüyor. Özcan Mutlu’nun ‘Almanya Nasıl Vatan Oldu?’ adlı kitabı bu boşluğu tam zamanında doldurdu. Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'in ön sözünü yazdığı ve Almanya’da yaşayan vatandaşlarımız ile yapılan mülakatlar sonucu oluşan kitap sayesinde hikayeleri onların gözünden farklı pencerelerden dinliyoruz.”

 

Bavul çocukları

2018/19 Mercator-İPM Kıdemli Araştırmacısı Özcan Mutlu ise derlediği bu muhteşem başarı hikayelerinin kolay kolay elde edilmediğinin altını çizerek, "Vatandaşlarımız Almanya’ya gittiğinde lisan bilmiyordu, tahta bir bavulla Sirkeci garından yola çıkıp Münih’te indiler. Tüm zorluklara rağmen büyük kahramanlıklar yaparak bizim var olmamızı sağladılar” dedi. Özcan Mutlu, kitapta şu noktalara dikkat çekti: 

“Türkler Almanya'ya geldiklerinde büyük bir şok yaşadılar. Entegre olamadılar. Çocukların eğitim durumu çok kötüydü. Çocuklarının eğitim durumunu önemsemeyen ailelerin amacı birikim yapmak ve Türkiye'ye dönmekti. Dil yetersizliği yüzünden Alman eğitim sistemi Türkleri çok uzun yıllar en alt seviyedeki okullara gönderdi. Hatta bu 2000’li yıllarda OECD tarafından yapılan PISA araştırması ile kanıtlandı. Alman eğitim sisteminin göçmen ve işçi çocuklarını sistemik olarak dışladığı ortaya çıktı.” 

 

Dönüm noktası 1973

"1973 yılı Türkiye’ye git-gel yapan bizler için bir dönüm noktasıydı. O yıl yaşanan petrol krizi sonrası Almanya başka ülkelerden işçi alımını durdurdu. Bunun üzerine Türkiye'ye dönüş için planlar yapan Türkler o tarihten sonra kalıcı olarak Almanya'da oturma kararı aldılar. Çocuklarının eğitimine önem vermeye başladılar. Siyasi partilere girdiler. Daha iyi koşullarda yaşamak istediler.” 

 

Döner kebap çok büyük bir ekonomi 

“Almanya’da dönerci dükkanları açılması Alman ekonomisi için bir dönüm noktası oldu. Döner, Almanlar tarafından da çok sevildi artık Alman mutfağının bir ögesi olarak kabul ediliyor. Ben Tokyo ve Seattle seyahatlerimde dönerciye rastladım fakat ikisinin de sahibi Almandı. Döner kebap diye küçümsememek gerekiyor. Döner ile başladı fakat o şekilde kalmadı. Almanya’da 100 bin Türk iş adamı ve müessese var. Bunlar Almanya'da 850 bin insana iş veriyor."

 

Irkçı saldırılar

“Almanya’ya uyum konusunda sıkıntı yaşamayan Türkler siyasi partilerde seslerini yükselterek sosyal ve ekonomik haklarını kullanmaya başladılar. 2000 yılında Yeşiller ve Sosyalistler çıkardıkları yasa ile Türkler’in Almanya'da eğitim, aile, çalışma, eğitim, sağlık ve bütün sosyal haklardan engelsiz bir şekilde yararlanmasını sağladı.  Ancak bir süre sonra ırkçı saldırılar yoğunlaştı. Türklere karşı cinayet ve kundaklamalar gerçekleşti. Uzun seneler bunu ırkçılık olarak görmeyen Almanya’da zamanla bir farkındalık oluştu. Türkler Almanya'ya büyük katkılarda bulundu. Alman yöneticiler de konuşmalarında zaman zaman Türkler’in Almanya için büyük bir değer olduğunu belirterek altını çiziyorlar. Türkler Almanya’da artık çok daha güven içinde geleceklerini tasarlıyorlar."

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı