Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat Sosyal Medya’da Olumsuz Çıkan Haberlerle İlgili Açıklamada Bulundu

Son günlerde Milas ilçesi, Dörttepe Mahallesi Hasanbağ mevkiinde bulunan bir parsel ile ilgili Belediyemizce verilen yapı ruhsatı hakkında kamuoyunda ciddi eleştiri ve tartışmalar  yaşanmaktadır.

Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat Sosyal Medya’da Olumsuz Çıkan Haberlerle İlgili Açıklamada Bulundu
Yayınlama: 29.03.2022

Son günlerde Milas ilçesi, Dörttepe Mahallesi Hasanbağ mevkiinde bulunan bir parsel ile ilgili Belediyemizce verilen yapı ruhsatı hakkında kamuoyunda ciddi eleştiri ve tartışmalar  yaşanmaktadır. Bu konuda gerek basın ve gerekse sosyal medya yolu ile birçok kişi ve kurum açıklamalarda bulunmuştur.  Açıklamalarda gösterilen çevre duyarlılığı için teşekkür ediyoruz. Yapılan tüm açıklamaları yakından izledik ve demokratik çerçevede olgunlukla karşıladık. Bizim de hem kişi hem de temsil ettiğimiz kurum olarak bölgemiz ile ilgili aynı duyarlılık içinde olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Eleştirilere yanıt verme adına bir açıklama yapma zorunluluğumuz doğmuştur.  Geldiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

 

        Söz konusu inşaat ruhsatı verilen taşınmazın bulunduğu bölge Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 09/3/1994 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli DİDİM-GÜLLÜK-AKBÜK ÇEVRE DÜZENİ PLANI değişikliği ile planlama kapsamına alınmıştır.

 

Bu plana göre Milas Belediye Meclisi 1994 yılında 1/5000 lik nazım imar planı ve 1997 yılında 1/1000 ölçekli uygulama imar planını onaylamıştır.

 

Bahse konu taşınmazların bulunduğu alana esas 3194 sayılı İmar Kanununun 18. Madde uygulaması 2007 yılında yapılmış; böylece plana esas kamuya terk edilmesi gereken alanların kamu eline geçmesi sağlanmıştır.

 

Proje alanının bulunduğu bölgede 1/100.000 ölçekli ÇEVRE DÜZENİ PLANI, ilgili Bakanlıkça ve 1/25.000 ölçekli MUĞLA NAZIM İMAR PLANI ise Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından  onaylanmış olup, bu bölgenin planları bu planlarda da görülmektedir.

 

1/100.000’lik planın plan notlarının 7.7 maddesinde ‘’Bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzii imar planları geçerlidir.’’hükmü bulunmaktadır.1/25.000’lik Nazım İmar planının 4.5.plan notunda ‘Bu planın onaylanmasından önce dönemin mevzuatına,planlama ilkelerine ve üst ölçek planlarına uygun olarak onaylanmış olan imar planları,bu planda gösterilmemiş dahi olsa yürürlüktedir.’’denmektedir.

 

Planlama bölgesindeki Sulak Alan Mutlak Koruma Alanı içerisindeki bir bölgenin doğal sit alanı olarak, aynı zamanda bir başka kısmının da arkeolojik sit alanı olarak belirlenmesi sebebi ile 2019 yılında  644 sayılı KHK’nın 13/A maddesi uyarınca KORUMA AMAÇLI 1/5000 ve 1/1000 ÖLÇEKLİ İMAR PLANLARI  onaylanmıştır.

 

Ayrıca 2019 yılında bahse konu proje alanı içerisinde kalan tampon bölge, Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak tescillenmiştir.Tescillenen alan Dörttepe ve Boğaziçi Mahallelerinin önemli kısmını da içine alan geniş bir bölgeyi kapsamaktadır.

 

Turizm Kenti olarak isimlendirilen bu alandaki  ÇED süreci 2007 yılında başlamıştır. Değişik nedenlerde durdurulmuş olan bu süreç,2021 yılında  Çevre  Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ÇED olumlu kararı verilerek  tamamlanmıştır.

 

Cumhurbaşkanlığı’nın 1 Nolu  Kararnamesinin 109. maddesine göre bu alandaki  imar kanununa esas yapılacak iş ve işlemler ile ilgili yetki,ilgili bakanlık ve kurumlara geçmiştir. Bölge ile ilgili  imar planları hakkında  herhangi bir iptal ve durdurma kararı yoktur.

 

Tarafımızca verilen yapı ruhsatı,projenin 1.etabınının yalnızca tek parselini kapsamaktadır. Bu parsel 6501 parsel olup 21 blok, 1 adet Sosyal Tesis ve 1 adet istinat duvarını kapsamaktadır. İmar durum belgesinin  verilmesi ile  bu yapı ruhsatı  arasında yaklaşık 7 aylık bir zaman geçmiştir. Bu süre içinde konu Belediyemizce  çok yönlü olarak araştırılmış ve tartışılmıştır. Bu araştırma ve tartışma süreci içinde ilgili  kurum,STK  ve odalarla  sürekli istişare halinde bulunulmuştur.Bu kişi ve kuruluşların –mazereti olanlar dışında- önemli kısmı şu an buradadır. Yapı ruhsatı verilirken ilgili kanun ve yönetmeliklerin aradığı  tüm işlemler titizlikle yerine getirilmiştir.

 

1 Nolu Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 410/d maddesi gereğince  sulak alan ilan edilen bölgelerin korunması, yönetimi, geliştirilmesi, işletilmesi ve işlettirilmesi görevi  Tarım ve Orman Bakanlığı’na verilmiştir. Bu sebepten ve yasal zorunluluktan dolayı ruhsat verilmeden önce,mimari projeimar durum belgesi ve tapu eklenerek Tarım ve Orman Bakanlığı 4. Bölge Müdürlüğü’ne görüş sorulmuştur. İlgili yerden 04/03/2022 tarih 4752371 sayılı  yazı ile uygun görüş verilmiştir.

 

Yine Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ Genel Müdürlüğü’nden  gelen 10/01/2022 tarih 44237 sayılı Su ve Kanalizasyon Durum Belgesi  ruhsat verilmesinde bir sakınca olmadığını belirtmiştir.

 

 Bu belgelerden herhangi biri olumsuz olsaydı bizim kesinlikle yapı ruhsatı düzenlememiz mümkün değildi. 

 

Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere 1994 yılından beri süre gelen bir süreç vardır. Bu sürecin sonunda tüm aşamalar geçilmiş, iş yapı ruhsatı talebi ile  önümüze gelmiştir.Yani bu durumda biz sürecin son halkasıyız. 3194 sayılı İmar Kanununun 22/2. maddesi : “Belediyeler veya Valiliklerce  ruhsat ve ekleri incelenerek  eksik ve yanlış bulunmuyorsa  müracaat tarihinden itibaren  en geç 30 gün içinde  yapı ruhsatiyesi  VERİLİR.” hükmünü getirmiştir. Buradaki hüküm kesinlik arzetmektedir; idareye bir takdir yetkisi bırakmamaktadır. Yani yapılan ruhsat başvurusunda her hangi  eksik ve hata yok ise idare bu ruhsatı düzenlemek zorundadır.  Buna aykırı davranış  suçtur. Ayrıca Belediyemiz açısından  tazminat yükümlülüğü doğurur. Bunun ile ilgili  Danıştay 6. Dairenin 2013/3657 Esas, 2017/4335 Karar sayılı  ve 31/05/2017 tarihli kararını örnek olarak gösterebiliriz.

 

Ayrıca ÇED Yönetmeliğinin 6-3 maddesine göre ÇED olumlu kararı durdurulmadığı ya da iptal edilmediği sürece ruhsat işlemlerinin durdurulması mümkün değildir.

 

Kamuoyu tarafından şunun da bilinmesini isteriz ki; 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 97/h maddesi gereğince Belediyemizce 2 ay içinde ruhsat verilmemesi durumunda yetki tamamen ilgili bakanlığa geçmektedir. Bu durumda  Milas Belediyesi  tamamen sürecin dışında kalmaktadır. Bakanlıktan ruhsatın hangi içerik ve şartlarda geleceğini kimse bilemez. Milas Belediyesi’nin  süreç dışında kalmasının çevresel etkilere ve   Milas halkına hiçbir yararı yoktur. Bakanlık,ruhsatı vereceği gibi Belediye görevlileri hakkında  soruşturma da başlatabilir.

 

 Yani kısaca konunun belediyemizce tartışılma ve araştırma süreci sonunda bir hukuki mütalaaya gereksinim olmuş; yapılan istişareler sonunda hukuki görüşümüz olarak bu aşamada ruhsat verilmesinin zorunluluğu sonucuna varılmıştır.

 

Bahse konu bölge ile ilgili toplumun bilmesinin yararlı olacağını düşündüğümüz ve   özellikle belirtmemiz gereken iki temel nokta daha var:

 

  1. Bu bölge 2012 yılında  Bakanlar Kurulu kararı ile  Turizm alanı  ilan edilmişti. Bu kararla Milas Belediyesinin tüm planlama yetkileri elinden alınmıştır. Bizzat benim talimatımla  Hukuk İşleri Müdürlüğü tarafından bu karara karşı Danıştay 14. Dairesi’nde dava açılmıştır. Mahkeme 15/10/2015 tarihli  2012/4120 Esas ve 2015/7472 Karar sayılı  kararı ile  davamızı kabul etti. Daha sonra  bu karar Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından onandı ve kesinleşti. Biz,bu davayı ,turizme karşı olduğumuz için değil; bölgenin özellikleri de düşünüldüğünde Milas Belediyesi’nin planlama yetkilerini yeniden geri alması ve sürecin içerisinde kalmasını sağlamak amacı ile  açtık.  Şimdi,yapı ruhsatı  verirken de yasal zorunluluk yanında,Milas Belediyesi’ni sürecin içinde tutabilme çabası içindeydik.

 

  1. En çok göz ardı edilen ve  eleştiriye konu olan,ÇED olumlu kararına karşı  dava açıp açmadığımız hususudur.Arkadaşlar,bu konuda  biz de çok duyarlıyız. Söz konusu ÇED olumlu kararının iptali için TMMOB’nin açmış olduğu iptal davasına,TMMOB yanında müdahil olunması talimatını Hukuk İşleri Müdürlüğü’ne bizzat ben verdim. Hatta  bu davada TMMOB ile beraber hareket edilmesinde  ayrıca bir yarar gördüm. Yani özellikle TMMOB ile yürümek istedim.Söz konusu dava Muğla 3. İdare Mahkemesinin 2021/762 Esas numarası ile görülen davadır. Mahkeme 02/02/2022 tarihli ara kararı ile oy birliği ile  davacı TMMOB yanında müdahilliğimize karar vermiştir. Bu ara kararını size gösteriyorum.Hal böyleyken bazı TMMOB temsilcilerinin,bu konudaki beyanlarımızın yalan olduğu ve tekzip edecekleri yönündeki değerlendirmelerini anlamakta güçlük çekiyorum.

 

  1. Bugüne kadar konu hakkında  beyanatta bulunmadık.Ama daha ortada hiçbir şey yokken ve hatta projeyi görmeden körü körüne karşı duruşları isabetli bulmadığımı ifade etmeye çalıştım.Bu konu da farklı yerlere evrildi…

 

 

Ruhsatın verilmesi ile ilgili  mevzuatı ve süreci  yukarıda açıkladık.Ruhsat verilmesi bizim açımızdan  dava sürecini etkilemeyecektir. Davanın kazanılması için biz de elimizden gelen katkı ve mücadeleyi veriyoruz ve vereceğiz. Dava ile ilgili TMMOB’nin avukatı ile istişare halindeyiz. Söz konusu ÇED olumlu kararının mahkemece iptal edilmesi halinde yeni bir hukuki durum oluşacağından biz de  derhal  yapı ruhsatını iptal edeceğiz.

 

Süreç ve durum  böyle iken hakkımızda yöneltilen  itham ve eleştirilerin  çok ağır olduğu kanaatindeyim.Ben bir Milas sevdalısıyım…Yaşantımın  yaklaşık 35 yılı,değişik platformlarda, çevreden yana  tutum takınan çalışmalarla  geçti. Çevre duyarlılığımız herkes tarafından bilinir. Daha öğrencilik yıllarımızda termik antrallerine karşı  yaptığımız mücadele yaşantımın ilerleyen dönemlerinde  yeni boyutlar kazanarak  hep sürdü. Muğla Barosu’nda  temsilci ve yönetici olarak  çalıştığımız dönemlerde, Baronun açtığı çevre ile ilgili davalarda hep katkım olmuştur. Hatta mesleğe ilk başladığımız yıllarda Milas Çevre Dayanışma Koruma Derneği’nin kuruluş ve çalışmalarında öncülük yaptım.Avukatlık mesleğimi yaparken gönüllü olarak birçok dava ve eyleme katılıp destek verdim.  Belediye Başkanlığı görevine seçildikten sonraki süreçteki anlayış ve tutumumuz da  yakından bilinmektedir. Bu konuda katkı ve desteklerinden dolayı Belediye Meclis üyelerimize ve çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

 

Hatırlatma anlamında  birkaç örnek vermek gerekirse ;

 

  • İlçemizin Kazıklı-Kuzyaka ve Avşar Mahallelerini kapsayan Jeotermal arama ruhsatı talepleri  meclisimizce üç ayrı kararda oy birliği ile red edilmiştir. Bu karar  Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına gönderilmiştir.
  • Tuzabat Mahallemizde  bal ormanlarını yok edecek, boksit ocağı genişlemesi için ÇED gerekli değildir kararına karşı Muğla 3. İdare Mahkemesinin 2021/550 Esas sayılı dosyası ile dava açtık. Ayrıca köylünün de birleşerek dava açmasına öncülük ettik ve destekledik. Sonuç olarak  karar iptal edildi.
  • Kemikler Mahallemizde dekoratif taş ocağı için verilen  ÇED gerekli değildir kararına karşı  Muğla 3. İdare Mahkemesinin 2021/1200 Esas sayılı dosyası ile iptal davası açtık. Dava devam etmektedir.
  • Akbelen ormanlarının korunmasına yönelik olarak  Dernek tarafından Muğla 1. İdare Mahkemesinin 2021/563 Esas sayılı dosyasına müdahale talebinde bulunduk ve talebimiz mahkemece kabul edildi.
  • Kıyıkışlacık’ta yapılması planlanan Yük Tahmin ve Tahliye iskelesi için  ÇED gerekli değildir kararına karşı Muğla 3. İdare Mahkemesinin 2021/132 Esas sayılı dosyası ile dava açtık.Ankara’daki ÇED toplantısında görüşü sorulan yirmiye yakın kurum içinde  Kıyıkışlacık halkı yanında tavır alan tek kurum bizdik.
  • Zeytinlik Alanları madencilik faaliyetlerine açan ve Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından resmi gazetede yayınlanan yönetmeliğin iptali için Danıştay’da dava açtık.
  • Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri için 1003,90 Ha’lık  alan için birinci sınıf gayri sıhhi müessese(GSM)  işyeri açma ve çalışma ruhsatı  talebi  Belediye meclisimizce oy birliği ile red edilmiştir. Bu talep  Kısırlar, Alaçam, Çamköy, Hasanlar, Sögütçük, Karacahisar mahalleleri ile  Muğla-Milas-Bodrum Fesleğen Kültür Turizm Koruma  ve Gelişim Bölgesini kapsamaktadır. (Akbelen ormanları da bu alan içerisinde kalmaktadır.)
  • 2021 yılı içerisinde yaşadığımız yangınlar tarihimizin  en önemli  felaketi idi. Özellikle  Kuyucak, Kıyıkışlacık ve Ören bölgemizde  günlerce devam eden yangınlar  doğamıza  çok büyük zararlar verdi. Gerek şahsım ve gerekse kurumum adına  bu süreçte  göstermiş olduğumuz gayret ve feryadımız  sadece  ülkemizde değil tüm dünyada izlendi.

 

Nerede doğayı ve çevreyi tehdit eden bir durum varsa Milas Belediyesi olarak biz oradayız.Durum böyleyken hakkımızda ileri sürülen  ağır itham ve eleştirileri kabul etmiyorum. Çevresel konularda  biz de  elimizden gelen mücadeleyi vermekteyiz.  Sırf görevimizin  bize yüklediği  sorumluluklar noktasında farklı düşünüyoruz  ya da süreçlerin  işletilmesindeki tarz farklılıklarından dolayı hiç kimse bizleri çevre düşmanlığı ve hainlikle  suçlayamaz. Hele hele hayatı hukuk ve demokrasi mücadelesiyle geçen biri olarak; hiç kimse bizleri belli kişi ve guruplarla  ilişkilendiremez. 55 yıla yaklaşan yaşantımın nerede ise tamamına yakın kısmını Milas’ta geçirdim. Sosyal, Kültür,Sanat, Hukuk, Spor, Siyaset,Emek ve Çevre alanlarında  dolu dolu geçen bu ömrümü Milas halkı yakından bilmektedir.Yaşamım tüm açıklığı ile toplumun önünde geçmiştir.Gördüğüm kadarıyla bu ithamlar artık bir çevre mücadelesini aşmış,başka bir yöne evrilmiştir.Yine de toplumun güven ve desteğini hissetmek  bu dönemde  biraz da olsa  üzüntümüzü hafifletmektedir.

 

Çevresel konularda yaptığımız  çalışma ve destekler nedeni ile  soruşturmalara ve şikayetlere maruz kalan bir yerel yönetici olarak yazılan çizilenleri hak etmiyorum.

  • Muçep’in  Güllük etkinliğine katılmak için  Milas Kent Konseyi’nin araç talebini karşıladığımız gerekçesi ile  Muğla Valiliğince soruşturmaya tabi tutuldum ve hakkımızda Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu.
  • Akbelen  ormanında  bekleyen  köylülere  çadır desteği verdiğimiz için defalarca şikayet edildik.
  • Yangınlardaki yardım faaliyetleri için hakkımızda soruşturma açıldı.
  • Akbelen ormanına Bodrum Belediyesi’nden  gönderilen  konteynırın  kurulumuna verdiğimiz destek için de soruşturmaya tabi tutulduk.Çünkü şikayet için çekilen fotoğraftaki araç ve personelin üzerinde Milas Belediyesi yazıyordu.

 

Çevreye ve çevrecilere verdiğimiz  destek nedeni ile  bu kadar soruşturma ve saldırıya

 maruz  bırakılır iken  çevre düşmanı ilan edilmek;  akıllara zarar,vicdanları yaralayan  bir durumdur.  Hiç şüphe yok ki bu süreçte  en yakınlarımızın  bizlere dönük  açıklama ve güvensiz  yaklaşımları beni daha da derinden yaralamıştır.

 

            Süreci takip etmeye devam ediyoruz. Üzerimize düşen  görev ve sorumlulukların bilincindeyiz.  Bize ve ekibimize  güvenmenizi ve desteğinizi  bekliyoruz. Bizi anlayan ve destek veren herkese yürekten teşekkür ediyorum.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı