Rusya – Ukrayna savaşı Türkiye’nin LPG tedarikinde sıkıntı yaratmıyor

TÜRKİYE LPG DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI EYÜP ARATAY:   “Rusya – Ukrayna savaşının petrol üzerindeki olumsuz etkisi LPG’nin enerji arzında çeşitlilik açısından  ülkemiz için önemini bir kez daha ortaya koydu”   Türkiye LPG Derneği, 50’nci Kuruluş Yıldönümü’nü düzenlediği bir basın toplantısı ile kutladı.

Rusya – Ukrayna savaşı Türkiye’nin LPG tedarikinde sıkıntı yaratmıyor
Yayınlama: 28.03.2022

TÜRKİYE LPG DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI EYÜP ARATAY:

 

“Rusya – Ukrayna savaşının petrol üzerindeki olumsuz etkisi
LPG’nin enerji arzında çeşitlilik açısından
 ülkemiz için önemini bir kez daha ortaya koydu”

 

Türkiye LPG Derneği, 50’nci Kuruluş Yıldönümü’nü düzenlediği bir basın toplantısı ile kutladı. Türkiye LPG Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Aratay, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Gökhan Tezel ve Yönetim Kurulu Üyesi Armanç Ekinci’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda, derneğin yarım asırlık hikayesi ilginç anekdotlarla anlatılırken, LPG sektöründeki küresel ve ulusal boyutta yaşanan gelişmeler de ele alındı. 

 

Dünyadaki evsel kullanım ağırlığının aksine otogazın amiral gemi olduğu Türkiye LPG pazarı, otogaz tüketim miktarı, LPG’li araç adedi, istasyon sayısının yanı sıra sistemsel açıdan da dünyanın en önemli ve örnek pazarlarından biri konumunda olduğuna vurgu yapan Eyüp Aratay, konuşmasına şöyle devam etti: 

 

“Sadece sektörü için çalışan değil, ülke menfaati gözeten bir derneğiz”

“Türkiye LPG pazarını bugün bulunduğu önemli konuma taşıyan hiç şüphesiz en büyük unsur ise dünyada bir benzeri bulunmayan LPG’ye özel kanun olan 5307 Sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu’muzdur. İşte derneğimizin ilk kuruluşu da bu açıdan çok önemli. 

 

Ülkemizde 1962 yılında ilk tüp dolumu ile birlikte Türkiye LPG sektörü oluşmaya başlamıştır. Tüpgaz ile tanışan ülkemizde, bu kolay, verimli ve sağlıklı enerji kaynağı benimseniyor ve zamanla artan bir hızla pazar gelişiyor, yeni şirketler, markalar oluşuyor. O dönemki LPG şirketlerinin çoğu, tüp üretimi, dolum, dağıtım, hizmet ve bakım faaliyetlerinde Avrupa standartlarını benimsiyor. Ancak 1970 devalüasyonu ile TL’nin yüzde 70’e varan değer kaybı ve 10 Ağustos kararnamesi ile devletin LPG’de fiyatını belirlemesi ve liberal ekonomiden uzaklaşması süreci başlamasıyla birlikte sektörde oluşan marj problemleri teknik gerekliliklere uyum alanında sorun teşkil ediyor. Sektörde firmaların teknik yeterlilikler için ortak bir paydada buluşmaması nedeni ile de tüketici tarafında önemli bir risk oluşturmaya başlamıştı. Zira o zamanlar Türkiye’de pazar faaliyetlerini düzenleyecek bir yönetmelik, standart ya da yasal düzenlemeler bulunmuyordu. 

 

Sektörün bir birliğe, derneğe olan ihtiyacı da; işte 10 Ağustos kararnamesinden kaynaklanan bu gelişmeler ile iyice su yüzüne çıktı. 1971 yılında başlatılan hazırlık çalışmaları sonrasında 28 Mart 1972’de Türkiye LPG Derneği, ‘Gerek teknik ve gerekse ticari kural ve standartların oluşturulması’ temel amacı ile kuruldu ve çalışmalarına başladı. Enerji sektörünün ilk ve adında Türkiye unvanını gururla taşıyan derneğimizce başlatılan bu adımlar ve yürütülen yoğun çalışmalar neticesinde bugün, Türkiye olarak, sadece LPG’ye yönelik olarak düzenlenmiş Dünya’nın ilk ve tek kanununun; 5307 Sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu’nun sahibiyiz.

 

Türkiye LPG Derneği olarak da o gün bugündür, sadece sektörü değil, kamu ve kamuoyunu da, yani ülkesini de düşünen bir dernek olarak çalışmalarımızı aynı ruh ve azimle sürdürüyoruz.”

 

Bugün 13. Başkanı olarak gurur duyduğum derneğimizin 14 kurumsal üyesi ve 39 temsilci üyesi bulunmaktadır. Derneğimiz Türkiye toplam LPG pazarın yüzde 70’ini temsil ederken Tüplü pazarında ise yüzde 96’lık bir temsil oranına sahiptir.

 

Türkiye LPG Sektörü yıllık 80 milyar TL’lik büyüklüğe ulaştı

1960’lı yılların başında 10.000 Ton mertebesinde olan pazar hızla büyüyerek derneğimizin kurulduğu 1972 yılında 333.000 Ton büyüklüğüne ulaşıyor. Önceleri sadece tüplü segmentte hizmet verirken, 1970 yılların başında sanayinin ihtiyacını karşılamak üzere tankerle dökme faaliyete giren sektörümüz, 1996 yılında Otogaz’ın uygulamaya girmesi ile de bugün 3 segmentte Türkiye’nin her yerinde müşterilerinin enerji ihtiyacını kesintisiz ve güvenli bir şekilde karşılıyor. Pazar daha sonraki yıllarda da büyümesine devam ederek 2000 yılında 4,5 milyon tonluk en büyük değerine ulaşıyor. Daha sonra doğal gazın yaygınlaşması ile daralan pazar, bugün yaklaşık 4 milyon tonluk hacmi ile Avrupa’nın Rusya’dan sonra 2’nci büyük pazarı haline gelmiştir.

 

Bugün sektörümüzde ülke genelinde faaliyet gösteren yaklaşık 7.000 Tüplü ve 11.000 Otogaz bayimizle 10 milyon haneye tüp hizmeti ve 4,9 milyon otogazlı araca ikmal gerçekleştiriyoruz. Sektörümüz yaklaşık 100.000 çalışanı ile yıllık 80 milyar TL pazar büyüklüğüne ulaşmış durumdadır.

 

Yaşanan gelişmeler, LPG’nin ülkemiz enerji arzındaki çeşitliliği için önemini daha da öne çıkardı

Mevcut gelişmeler ışığında LPG’nin önemine de değinen Eyüp Aratay, “LPG’nin, 1.000 kadar kullanım çeşitliliği ile, kolay erişilebilen, mobil, verimli ve temiz bir enerji kaynağı olmasıyla, doğalgaz boru hatlarının ulaşamadığı bölgelerde ideal pişirme, ısınma ve su ısıtma aracı olarak, halen ülkemizde çok önemli bir potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. Ama bunun da dışında, ülkemizin gelişen enerji ihtiyacının karşılanmasında, enerji kaynaklarının sağlığı ve çeşitlenmesinde çok daha aktif bir rol üstlenmesinin büyük önem arz ettiğini görüyor ve inanıyoruz. LPG’nin bu potansiyelinin, üstleneceği bu rolün öneminin;

 Rusya – Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan petroldeki tedarik sıkıntıları ile çok daha belirginleştiği düşüncesindeyiz. Öte yandan Rusya – Ukrayna savaşının Türkiye’nin LPG tedarikinde bir sıkıntı yaratmadığını da belirtmek isterim. 

 

Rusya – Ukrayna savaşı Türkiye’nin LPG tedarikinde sıkıntı yaratmıyor

2021 yılı itibariyle toplam 77 lisanslı firmanın faaliyet gösterdiği Türkiye LPG pazarı, yaklaşık 4.000.000 ton büyüklüğe sahip bir pazar. Bunun yaklaşık 1.000.000 tonu yurt içindeki rafinerilerden elde edilirken, 3.000.000 tonu da ithalat ile karşılanıyor. İthalatın 2.000.000 tonu ise Amerika ve Cezayir’den sağlanıyor. Rusya’nın ithalattaki payı 2020 yılında sadece yüzde 1,5 oldu. Ukrayna’dan ise, son yıllarda ithalat yapılmıyor. Dolayısıyla Rusya – Ukrayna savaşının Türkiye’nin LPG tedarikine etkisi yok denecek kadar az bulunuyor.

 

Türkiye pazarı 2021 yılında yüzde 1,07 oranında artarak, 3.910.532 tona ulaştı

Türkiye’de yurt içi LPG satışı 2021 yılında önceki yıla oranla küçük de olsa artış gösterdi. Ocak-Aralık 2020’deki 3.869.203 ton olarak gerçekleşen yurt içi LPG satış miktarı, 2021 Ocak-Aralık döneminde yüzde 1,07 oranında artarak, 3.910.532 ton olarak gerçekleşti. 2021 yılında tüplü segmentteki satışlar bir önceki yıla göre, yüzde 2,69 azalarak, 699.062 ton olurken; dökme segmenti aynı dönemde yüzde 13,91’lik artışla 97.414 ton olarak gerçekleşti. Otogaz ise, yine aynı dönemde yüzde 1.59 oranda artarak, 3.114.055 ton oldu. Segment payları bazında ise, 2021 yılında yine pazarın yüzde 79,63’lük oranına sahip olan otogaz ilk sırada yer alıyor. Pazarda tüplü segment yüzde 17,88, dökme LPG ise yüzde 2,49’luk pay ile yer alıyor.”

 

“LPG, tüm dünyada temiz enerji kaynağı olarak teşvik ediliyor” 

LPG’nin, elektrik ya da doğalgaz boru hatları gibi devasa yatırımlara ihtiyaç duymayan; mobil, kolay taşınabilir, yaygın, verimli ve ekonomik bir yakıt olduğuna dikkat çeken Gökhan Tezel şöyle konuştu: 

 

“Türkiye için çok önemli bir yakıt olan LPG’nin dünyada da özel bir yeri bulunuyor. LPG’nin tüm avantajlarına ilave olarak, tüm dünyada muadillerine göre çok daha düşük karbon ve partikül salınımı ile doğa ve çevre dostu bir enerji kaynağı olarak kabul ediliyor. Bu konu Dünya LPG Birliği ve Avrupa LPG Birliği tarafından yayınlanan raporlarda detaylı olarak vurgulanıyor. Yani LPG, en önemli ve pratik mobil enerji kaynaklarından biri olarak, tüm dünyada ‘temiz enerji’ olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda, son yıllarda gelişen BioLPG çalışmaları ile karbon salınımlarının düşürülmesi hedeflerine önemli katkı yapabilecek ürünlerden biri olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla LPG, sürdürülebilirlik politikaları kapsamında, geçiş sürecinde çok önemli bir rol üstleniyor. Bu nedenle geçiş süreci için çok değerli bir alternatif yakıt kaynağı olarak, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde teşvik ediliyor ve yakın gelecekteki enerji stratejileri arasında yer alıyor. 

 

Dünyada artan nüfus, sanayileşme ve kırsaldan kente göçler sonucunda; çevre sorunları, sürdürülebilir yaşam kalitesi ve genel anlamda dünyanın geleceği daha fazla ön plana çıkmaya başladı. Bugün artık ‘yaşanabilir bir dünya’ kavramı çok daha fazla sorgulanıyor. ‘Yaşanabilir bir dünya ile birlikte enerji gereksinimine yönelik düşünce ve çalışmalar gelecek konusunda bugünden alınması gereken önlemleri ön plana çıkartıyor. Pandemi, enerji krizi ve savaşlarla boğuşan dünya, enerji konusunda zorlu bir süreçten geçiyor. Bir taraftan tedarik ve üretimde yaşanan sıkıntılara çözüm aranırken, diğer yandan karbon salınımını azaltma ve temiz enerjiye geçiş için adımlar atılmaya çalışılıyor.

 

LPG, Türkiye’nin 2053 yılında net ‘0’ emisyon hedefine ulaşımı için önemli bir fırsat 

Bu kapsamda 2021 yılında çok önemli adımlar atıldı. Türkiye’nin, Paris İklim Anlaşması’na taraf olmayı kabul etmesi, ABD’nin anlaşmaya geri dönmesi, bunun yanında Avrupa Yeşil Mutabakatının kabulü ile İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26’ncı Taraflar Konferansı’nda (COP26), temiz enerjinin dünyanın her yerinde uygun maliyetle erişilebilir olması için uluslararası bir planın oluşturulması, sürdürülebilir bir gelecek adına umut verici adımlar oldu. 

 

Paris İklim Anlaşması, Türkiye’ye önemli sorumluluklar da getiriyor. Bu anlaşma, öncelikle Türkiye’nin iklim politikasında yeni bir dönemin başlangıcı niteliğini taşıyor. Türkiye, emisyon azaltılmasına yönelik yeni hedefler belirlemek ve eylem planları hazırlamak zorunda. Türkiye’nin bu anlaşma ile koyduğu hedefler; 2030 yılına kadar sera gazı emisyon artışını yüzde 21’e kadar düşürmek ve 2053 yılında da bunu tamamen sıfırlamak. Ayrıca Türkiye’nin hem denizlerin kirlilikten hem de ormanların korunması yönünde çalışmalar yürütmesi gerekiyor. Bunun yanında petrol, kömür gibi fosil yakıt kullanımını da azaltarak, yenilenebilir enerji yatırımlarını ön plana çıkartması önem taşıyor. Türkiye’nin, 2053 net ‘0’ emisyon hedeflerine ulaşabilmesi için ise, tüm dünyada kullanımı giderek artan ve birçok ülkede de kullanımı teşvik edilen LPG, geçiş süreci için güçlü bir alternatif enerji kaynağı olarak öne çıkıyor. 

 

LPG sektörünün küresel büyüklüğü 300 milyar dolara ulaşmış durumda

Dünyada artan kullanım alan çeşitliliği ile yenilenebilir enerji ile en hızlı büyüyen enerji kaynaklarından birini oluşturan LPG sektörünün bugünkü küresel büyüklüğü 300 milyar dolara ulaşmış durumda. Dünya genelindeki kullanımı geçen yıl bir miktar azalsa da ilerisi için umut verici olmayı sürdürüyor. Dünya LPG Derneği’nin (WLPGA) 2021 yıllı raporuna göre, LPG üretimi geçen yıl yüzde 1,36 azalarak, 329.000.000 ton olarak gerçekleşti. Ancak küresel ısınma, iklim krizi, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve ülkelerin 2050’ye kadar karbon salınımını sıfıra indirme hedefleri nedeniyle, önümüzdeki 10 yılda LPG tüketiminin daha da yaygınlaşacağı ve yıllık 375.000.000 tonu aşacağı tahmin ediliyor”.  

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı