Türkiye’nin vizyon toplantısı Forum İstanbul, 21. yılında “2023’e doğru, 2050 ufku” için buluşuyor

DÜNYA BANKASI’NIN İKLİM-KALKINMA UYGULAMASINDA PİLOT ÜLKE TÜRKİYE, DÜNYAYA ROL MODEL OLACAK   İklim krizi ile karşı karşıya kalan dünyanın 2050 Karbon Nötr hedefini de işaret eden “2023’e Doğru, 2050 Ufku” ana temasıyla Forum İstanbul, Türkiye’nin dünyanın lider ülkeleri arasında yer alması hedefine katkı sunmaya devam ediyor.

Türkiye’nin vizyon toplantısı Forum İstanbul, 21. yılında “2023’e doğru, 2050 ufku” için buluşuyor
Yayınlama: 02.06.2022

DÜNYA BANKASI’NIN İKLİM-KALKINMA UYGULAMASINDA PİLOT ÜLKE TÜRKİYE, DÜNYAYA ROL MODEL OLACAK

 

İklim krizi ile karşı karşıya kalan dünyanın 2050 Karbon Nötr hedefini de işaret eden “2023’e Doğru, 2050 Ufku” ana temasıyla Forum İstanbul, Türkiye’nin dünyanın lider ülkeleri arasında yer alması hedefine katkı sunmaya devam ediyor.

 

Dünya Gazetesi Canlı Yayın Sponsorluğu ile web sitesi, Twitter, Youtube, Facebook ve LinkedIn adreslerinden eş zamanlı olarak canlı yayınlanan “2023’e Doğru, 2050 Ufku” başlıklı Forum İstanbul’un stratejik partnerliğini 20 yıldır olduğu gibi bu yıl da Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) üstleniyor. Türk Telekom ise Oturum Sponsoru olarak Türkiye’nin vizyon zirvesi Forum İstanbul’a destek veriyor. Ana Sponsorlar kategorisinde ise APS Tekstil, Denizbank, Green For Growth Fund, Gülsan Holding, Türkiye Ekonomi Bankası (TEB), Türkiye İş Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) bu yıl Forum İstanbul’a katkılarını sunuyor.

 

2050’DE KÜRESEL GSMH İKİYE KATLANIYOR; AB, ALMANYA, FRANSA ZAYIFLIYOR

Bu yıl çevrimiçi olarak 21’inci kez düzenlenen zirvenin öğleden sonraki oturumu, günün ikinci Türk Kahvesi Sohbetleri öncesinde söz alan Global Resources Partnership YKB Mehmet Öğütçü, uzun vadeli stratejik vizyonların oluşturulmasının kritik önemine dikkat çekti. Bugünden 28 yıl sonrasına dair öngörülerde bulunmanın çok kolay olmadığına dikkat çeken Öğütçü, “Ancak oyunculara hem sahada yer alanlar hem de dışarıdan izleyenlere ve karar vericileri, önlerini görmeleri açısından uzun vadeli perspektifler sunulması son derece önemli.” dedi.

 

PwC2nin 2050 için dünya görünümü ile ilgili çalışmasına değinen Öğütçü, “2050 dünyası projeksiyonu, küresel Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) bugünün iki katına çıkması bekleniyor. Diğer bir yandan da devletlerin sıralaması değişiyor. 2050’de ilk sırada Çin’in, ikinci sırada ise Hindistan’ın, üçüncü sırada ise ABD’nin olması bekleniyor. Avrupa Birliği, şu an mevcut yüzde 15’lik payını, 2050’de yüzde 8 ila 9 bandına düşürüyor. Çünkü yaşlanıyor, rekabet gücünü kaybediyor, eğitim gücü ise vasatlaşıyor. İngiltere hâlâ ilk 10’da kalırken, Fransa ve Almanya ilk 10’un dışında kalıyor.” sözleri ile önümüzdeki dönemde küresel ekonomide değişmesi beklenen dengelere dikkat çekti.

 

Öğütçü; yenilenebilir enerjinin önemini muhafaza etmesi halinde geleceğin enerjileri olarak lityum, kobalt ve nikelin de, önümüzdeki dönemde petrol, kömür ve doğalgaz kadar önemli olacağını, yani enerjinin jeopolitiğinin değişeceğini belirtti.

 

TÜRKİYE, DÜNYADAKİ 6 BATARYA ÜRETİCİSİNDEN BİRİ OLMA YOLUNDA

Ardından Togg CEO’su Gürcan Karakaş, Dünya Gazetesi Yöneticisi ve gazeteci Hakan Güldağ yönetiminde, “Mobilite Ekosistemi Otomotiv Sektöründe Neleri Değiştirecek?” başlığında sektörün Türkiye ve dünyadaki değişim sürecini anlattı.

 

Otomotiv sektöründe oyunun kurallarının tamamen kullanıcıların beklentilerinin değişmesiyle belirlendiğini söyleyen Karakaş, Togg olarak “Türkiye'nin mobilite ekosistem çekirdeğini kurmak üzere yola çıktıklarının altını çizdi.

 

Togg’un yola çıktığı zaman “bir otomobilden fazlası, yani bir akıllı cihaz, bu akıllı cihazın küresel boyutla rekabet edebilir bir şekilde ve yeni bir marka yaratarak ortaya koymak istediklerini, yeni nesil teknolojinin kullanıldığı ve bu yeni nesil teknolojiyle kullanıcı odaklı hizmetlerin sunulduğunu” hatırlatan Karakaş, sözlerine şöyle devam etti:

 

Şimdi ikinci hedefimiz; mobilite ekosistemin çekirdeğini oluşturmak. Mobilite ekosistemin çekirdeğini öyle bir kurmalıyız ki, -onun üzerinde çalışıyoruz, onun adını anlatıyoruz-, öyle bir kurmalıyız ki o mobilite ekosisteminin üzerinde, içerisinde Startup'ların gelip kendi ilave düşünceleriyle, fikirleriyle oraya değer katarak, kullanıcılara değer katarak büyümesi. Şimdi biz bunu niye ikiye indirgedik? Biz zamana karşı yarışıyoruz, yarıştığımız zaman da gördük; otomobilde dünyanın kuralları, daha doğrusu oyunun kuralları değişiyor, sektörde kurallar değişiyor ve evrilirken de kullanıcı odaklı oluyor.” dedi.

 

Karakaş, Togg’un batarya üretimini hayata geçirmesi halinde ise Türkiye’nin, bu alanda, dünyada, gerçek anlamda fikri mülkiyetine sahip 6 ülkeden biri olacağına dikkat çekti.

 

15:30’da başlayan, “Yeşil Finansman ile Temiz Enerji” başlıklı günün ikinci oturumunda Global Compact YK Üyesi Servet Yıldırım yönetiminde; TİM Başkan Vekili Başaran Bayrak, Dünya Bankası Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma Sektör Lideri Laurent Debroux, TEB Genel Müdür Yardımcısı Aşkın Dolaştır, SKD Türkiye YKB Ebru Dildar Edin, TSKB GMY Hasan Hepkaya, EBRD Türkiye Başkan Vekili Şule Kılıç, aşağıdaki sorulara yanıtlar aradılar:

 

  • Türkiye’nin, Paris İklim Anlaşması'nın onaylanması ile birlikte, özel bir finansman altyapısı ve kaynak aktarım stratejisi nasıl olmalıdır?
  • Küresel ısınma ile artan çevre felaketlerini önlemek, karbon salınımını düşürmek için enerji üretiminde yenilenebilir kaynaklara yönelmenin maliyeti nasıl karşılanacak?
  • Karbondan arındırılmış bir geleceğe hazırlanırken, 2 trilyon dolarlık bir yatırım potansiyeli Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını nasıl hızlandırıyor?
  • Yıllık 4 milyar dolara yakın vergi yükü getirecek Avrupa Yeşil Mutabakat için yapılacak olan yeşil dönüşüm yatırımlarının teşvik politikaları neler olmalıdır?
     

TSKB GMY HEPKAYA: “KÜRESEL YEŞİL TAHVİL İHRACI 500 MİLYAR DOLARI AŞTI”

2020’de 1,5 trilyon dolarlık bir yenilenebilir enerji yatırımının, 2030 için 5 trilyon dolar seviyelerine çıktığını hatırlatan TSKB GMY Hasan Hepkaya, “Bunu desteklemek adına hükümetlerin iyi niyetli deklarasyonlarını görüyoruz. Bunların en önemli boyutu, özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından, ekonominin dinamiklerini bozmadan bu yatırımların bir sürece yayılarak, hayata geçirilmesinin önünün açılması. Finansmanı için de ilk unsur kredilendirme. İklim Tahvilleri Girişimi verilerine göre, Küresel Yeşil Tahvil Piyasası’nda bir önceki yıla göre yüzde 70’lik bir artış söz konusu. Bu sevindirici bir haber. Yani bu tahvillerin ihracı 500 milyar doları aşmış durumda. Sektörel dağılımlarında ise yüzde 35 ile enerji ilk sırada yer alıyor.” dedi.

 

Hepkaya; Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin 53 bin MW seviyelerinde olduğunu belirtirken, “2010-2021 yılları arasında yıl başına yatırım için ortalama yatırım büyüklüğü 3.2 milyar dolar seviyesinde. Oldukça önemli rakamlar. Bu süreçte kredinin yanı sıra yeşil tahvil, sukuk, halka arz gibi enstrümanlar da pay sahibidir.” sözleriyle bu alanda yatırımların çeşitlenmesine dikkat çekti.

 

DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİ İÇİN GEREKLİ YATIRIM NASIL KARŞILANACAK?

5 trilyon dolarlık yatırımın maliyetinin karşılanması herkesin yanıt aradığı bir soru olduğunu altını çizen EBRD Türkiye Başkan Vekili Şule Kılıç, “Bunun için çeşitli ürünlerin geliştirilmesi şart. Bu yatırımları konvansiyonel proje finansmanı yöntemleri ile yapmak mümkün görünmüyor. Alternatif finansman, özellikle sermaye piyasası araçlarını, kullanmanın ne kadar önemli hale geldiğinin bir göstergesi de bu durum. Bundan sonra bütün finans kuruluşları da yaptıkları yatırımları da iklim değişikliğinin getireceği problemleri ve riskleri düşünerek, daha düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde bunu öne çıkaracak yatırımları finanse edecek şekilde rollerin değişmesi hayati derecede önemli.”dedi.

 

İHRACATTA REKABET AVANTAJI İÇİN YERLİ “EMİSYON TİCARET SİSTEMİ”

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın, ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrıştırdığı bir strateji olarak kurgulandığını, hatırlatan TİM Başkan Vekili Başaran Bayrak, “AB’nin büyüme stratejisinin önemli bir parçası olarak şekillenen emisyon ticaret sistemine (ETS) ek olarak uygulanacak karbon düzenlemesi, ihracatımızın geleceği açısından da özel bir önem taşıyor. Bu uygulama, yani sınırda karbon düzenlemesi, 2026 yılında uygulamaya konuluyor. Türkiye’nin 2021 yılında AB ile ihracatının hacmi 93 milyar dolar. Bu da ülkemizin toplam ihracatının yüzde 41,3’üne denk geliyor. 2026 yılına kadarki dönemi ihracatçımız için bir geçiş dönemi olarak görüyoruz. İhracatçılarımızın emisyon değerlerine deklare edecekleri bu dönemi en iyi şekilde değerlendirmemiz gerektiğinin farkındayız. 2053 hedeflerimizle uyumlu, yerel bir ETS sistemi kurmamız hayati derecede önem arz ediyor.” sözleri ile Türkiye’nin bu döneme en iyi şekilde hazırlandığını altını çizdi.

 

YEŞİL DÖNÜMÜ İÇİN TEB’DEN 3 ADIMLIK YOL HARİTASI

Avrupa’nın yeşil dönüşümü süreci kapsamında farkındalık ve bilgi seviyesi mutlaka artırılması gerektiğini vurgulayan TEB Genel Müdür Yardımcısı Aşkın Dolaştır, “Bu kapsamda ülkemizde 2030 hedefi doğrultusunda 3 adımlık bir yol haritası uygulanabilir. İlk adım olarak, kurum içi ve dışı paydaşlar ile sürdürülebilirlik ve bu alandaki uluslararası ve ulusal gelişmelere karşı farkındalık ve bilgi düzeyinin artırılmasına yönelik eğitim, bilgilendirme toplantıları gibi iletişim organizasyonları düzenlenmeli. İkinci adım olarak kurum içi ve dışında sürdürülebilirlik alanında iş birlikleri geliştirerek, hem finansal kurumlar olarak kendi içimizdeki sürdürülebilirlik yönetim çerçevemizi geliştirmek hem de müşterilerimize ve sektörümüze bu konuda iyi örnek sunmak olacaktır. TEB’in ana ortağı BNP Paribas’ın bu konuda yaptığı çalışmaların bize sunduğu bilgi birikimi ve deneyimle en üst seviyede yararlanmaya çalışıyor, bunları da tüm paydaşlarımız ile paylaşmayı düşünüyoruz. Yol haritasının çizilmesi için Yeşil Kredi, AB Taksonomisi gibi tanımların çerçevesinin çizilmesi de çok önemli. Burada bir standart oluşturulması için katılım sağlıyoruz. Üçüncü adımda da sürdürülebilir projelere yatırımı destekleyici yeşil finansman olanaklarını geliştirmek ve yatırımcıları bu imkanlardan haberdar kılmak geliyor.”dedi.

 

BİYOÇEŞİTLİLİK KAYBI, ÖNGÖRÜLENİN 10 KATINA ULAŞABİLİR

Dünyanın içinde bulunduğu aşamanın endişe verici olduğunu belirten SKD Türkiye YKB Ebru Dildar Edin, “Öyle bir aşamadayız ki, üretim ve tüketim olduğu gibi devam etmesi halinde dünya nüfusunun hayatta kalabilmesi için 2.3 dünyaya denk bir ekolojik kaynak gerekecek. Bugün politikalar sonucunda ise dünyanın ısınmasının 2,7 dereceye kadar çıkacağı da öngörülüyor. Endişe verici rakamlar bunlar. Meteoroloji Örgütü uzmanlarının hazırladığı bir rapor ise, 1,5 derecelik ısınmanın önümüzdeki 5 yıl içerisinde geçilme olasılığı yüzde 50’yi aşıyor. Sağlık ve gıda sorunları, normalin 10 katına ulaşabilecek bir biyoçeşitlilik kaybı, etkiler olarak öngörülüyor.” dedi.

 

“TÜRKİYE, DÜNYA BANKASI’NIN İKLİM-KALKINMA UYGULAMASI İÇİN PİLOT ÜLKELERDEN”

İklim değişikliğinin Dünya Bankası’nın çalışmaların tam merkezinde yer aldığını belirten Dünya Bankası Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma Sektör Lideri Laurent Debroux, “Çalıştığımız finansal kurumlarla birlikte iklim değişikliklerinin getirdiği etkilerin azaltılması için 26 milyar doları aşan bir yatırım desteği sunduk. Haziran 2021’de Dünya Bankası İklim değişikliği aksiyon planını yayınladık. Bu, ülkelerdeki iklim değişikliği planlarının yürütülmesi için sunulacak bir finansman. En başta iklim değişikliğine karşı yüzde 35’lik bir yatırım desteği sunulacak. Bu tutarın yarısı ise yerel ekonomilerin iklim değişikliğine karşı korunması için değerlendirilecek. İkinci sac ayağı ise, aslında bir ay gibi bir sürede banka yıllık finansmanını Paris Anlaşması çerçevesinde hazırlayacak. Geçtiğimiz yıl, bunun için 90 milyar dolar civarında bir rakam belirlendi.” dedi.

 

Dünya Bankası’nın aksiyon planının üçüncü sac ayağının, ilgili çalışmaların desteklenmesi olduğunu belirten Debroux, “İklim değişikliği planı yeni bir araç belirliyor: Ülkeler için iklim değişikliği raporları, iklim ve kalkınma arasındaki ara yüzü tamamlayıp, ülkelere yüksek etkili iklim değişikliğine karşı ulusal hedefleri bağlamında hazırlayabilmek. Sistematik bir şekilde dünyadaki bütün ülkelerde bu çalışmaları yürüteceğiz. Türkiye ilk pilot ülkelerden biri olacak. Türkiye’nin tecrübesi, dünyaya örnek teşkil edecek.”

 

“KADININ YARATTIĞI FARKLAR”: İŞ DÜNYASINA KADINLARIN KATMA DEĞERİ

3 Haziran Cuma günü sona erecek, her gün sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki bölüm halinde düzenlenecek, yerli ve yabancı lider kanaat önderlerini ağırlamayı sürdürecek olan Forum İstanbul; yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde kritik önem arz eden konularda çözüm, iyileşme ve gelişim alanları için yol göstermeye devam edecek.

 

Zirvenin ikinci gününde saat 10:00-10:15 arasında gerçekleştirilecek Türk Kahvesi Sohbetleri bölümünde, Forum İstanbul YK Üyesi Selen Okay-Akçalı yönetiminde Akkök Holding İcra Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü ile, “Kadının Yarattığı Farklar” başlığı altında, kadınların iş dünyasında sağladığı katma değerleri konuşacak.

 

“TÜRKİYE: YEŞİL ÜRETİM ÜSSÜ”

Öncesinde konuk konuşmacı olması beklenen T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakan Yardımcısı Murat Zaman’ın, ardından Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası GMY Özlem Cinemre yönetiminde; ISDB – İslam Kalkınma Bankası Grup Bölge Merkezi Türkiye Ülke Operasyonları Müdürü Dr. Mohamed Ishthiaq Akbar, Finance in Motion (GGF Danışmanı) Yatırım Uzmanı Dilara Alp, Fiba Grubu Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Üyesi Mehmet Güleşci ve TİM Kadın Konseyi Başkan Yardımcısı, Sürdürülebilirlik ve Sosyal Sorumluluk Komitesi. Nilgün Özdemir, “Türkiye: Yeşil Üretim Üssü” başlıklı oturumda aşağıdaki soruların yanıtlarını arayacaklar:

 

  • Artan enerji fiyatları, tedarik zinciri aksaklıkları, artan navlun fiyatları ve konteyner kıtlığı küresel ekonomiyi nasıl etkiliyor?
  • Yeniden şekillenen küresel tedarik zincirinde Türkiye, jeopolitik konumu ve sunduğu maliyet avantajı sayesinde stratejik üs haline nasıl gelebilir?
  • Türkiye’nin yabancı yatırımcıları sunduğu avantajlar sebebiyle Avrupa ile Asya arasındaki elverişli ve stratejik coğrafi konumu sayesinde üçüncü ülkelere ihracat için bir merkez olma potansiyelini artırarak nasıl sürdürülebilir?
  • Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının enerji yoğun ve kaynak yoğun sektörlere göre etkilerine karşı eylem planı ne olmalıdır? Sektörler üzerinde oluşacak artan maliyetlere ve ekonomik etkilerine yönelik hangi çalışmalar yapılmalıdır?
  • AB tarafından belirlenecek metodoloji/standartlar çerçevesinde belgelendirme faaliyeti nasıl yürütülmelidir?
  • Uluslararası ticaretin kurallarının karbon emisyonları üzerinden şekilleneceği önümüzdeki 10 yılda, Türkiye düşük karbonlu bir ekonomik modeli hayata geçirerek, ticari rekabet gücünü nasıl artırabilir ve dönüşümü nasıl bir fırsata çevirebilir?
  • AB başta olmak üzere, üçüncü ülkelere ihracatta rekabet şansının korunması ve güçlendirilmesi için atılacak adımlar sayesinde ülkemizin ‘’küresel değer zincirlerine’’ entegrasyonunun geliştirilmesi ve uluslararası yatırımlardan alacağı payın artırılması nasıl sağlanabilinir?
  • 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olan AB Sürdürülebilirlik Taksonomisi (EU Taxonomy) kurallarına uyum için izlenecek yol haritası nedir?

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı